Yılanlı Sütun İstanbul

İstanbul’daki tarihi Sultanahmet semtinde yer alan Yılanlı Sütun (Burmanlı Sütun), şehrin en turistik bölgesinin tam ortasındadır. Roma döneminde Hipodrom olarak kullanılan At Meydanı’nda yer alan birkaç farklı sütundan biri olan Yılanlı Sütun, Antik Yunan anıtıdır.

Bronzdan yapılan heykelde birbirine dolaşmış olan 3 piton yılanı tasvir edilmektedir. İlk olarak Yunan şehri olan Delfi’deki Apollo Anıtı’na dikilen anıt, İmparator Konstantin tarafından 324 senesinde İstanbul’a getirilmiştir. Büyülü güçlere sahip olduğuna ve şehri böceklere, sürüngenlere karşı koruyacağına inanılan sütun, günümüze gelene kadar çok hasar almıştır. Heykelin alt ve üst kısımları kırık olmakla birlikte yılan başlarından ikisi kayıptır. Üçüncü yılan başı ise İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmektedir.

Yılanlı Sütun Orijinali

Yılanlı Sütun, M.Ö. 479 yılında gerçekleşen Platea Savaşı’nda 31 Yunan şehrinin birleşerek Persleri yenmesi üzerine dikilmiştir. Bu savaşta elde edilen bronz ganimetler bir araya getirilerek eritilmiş ve Delfi şehrinde yer alan Apollo Tapınağı’nın hemen karşısına dikilmiştir. Anıtın buraya dikilmesinin sebebi, Apollon’un mitolojik bir anlatı içerisinde geçen üç başlı yılanı öldürme hikayesindendir.

Sütun ilk dikildiğinde çan şeklindeki bir kaidenin üzerine oturtulmuştu. Sütunu oluşturan 3 birleşmiş yılanın kafasında altından veya altın kaplama olduğu düşünülen bir kazan yerleştirilmişti. Bu kazanın içinde ise hiç sönmeyen bir ateş yanıyordu. Sütunun yüksekliğinin yüksekliğinin kazanla birlikte 8 metreden fazla olduğu düşünülüyor. Alt taraftaki görselde Yılanlı Sütun’un orijinal çizimlerinin nasıl olduğuna dair örnekleri görebilirsiniz.

Yilanli Sutun Orijinal Cizimi
Yılanlı Sütun Çizimleri

Anıt ilk yapıldığında Platea Savaşı’nın kahramanı olan Sparta Kralı Pausanias hakkında övgüler yazan bir metin sütunun üzerine kazınmıştı. Fakat daha sonra kralın adının tek başına yazılması yerine Perslerin mağlup edilmesinde rolü olan 31 Yunan şehir devletinin isimleri sütun üzerine yazılmıştır. Lakonya alfabesine göre yazılan yazılar, sütunun 13.sütundan başlamakta ve 2.kıvrama kadar devam etmektedir. Yazılar, günümüzde anıtın Sultanahmet Camisi’ne bakan kısmında görülebilmektedir.

Yılanlı Sütun’ın sanatçısı ve yapım yeri bilinmemektedir. Anıtın yapıldığı dönemde bronz döküm tekniğinin ünlü olduğu Yunanistan’daki Algina Adası’nda yapılmış olması muhtemeldir. Anıtla ilgili bir diğer ilginç bilgi, sütunun üzerindeki altın kazanın M.Ö. 357-346 yılları arasındaki savaş masrafları nedeniyle eritilmiş olmasıdır.
Delfi Yilanli Sutun Temeli
Yılanlı Sütun’un Delfi’deki temeli.

Yılanlı Sütun, yaklaşık 450 yıldan fazla bir süre bulunduğu Delfi’den İstanbul’a Büyük Konstantin tarafından getirtilmiştir. Constantinapolis şehrinin kurulduktan sonra yılan ve böcek istilasına uğradığı ve İmparator Konstantin’in yeni başkenti zararlı hayvanlardan kurtarmak için sütunu şehre getirmeyi saplantı haline getirdiği söylenir.

Yılanlı Sütunun Zarar Görmesi

Sütunun ilk zarar gördüğü tarih, M.Ö. 357-346 yılları arasıdır. Bu tarihler arasında Yunan Yarımadası’nda yaşanan savaşlara maddi kaynak yetiştirmek amacıyla sütunun tepesinde bulunan altın kazan eritilmiştir. Yılanlı Sütun, M.S. 4 veya 5. yüzyıla İstanbul’a taşınırken özellikle taban kısmından büyük zarar görmüştür.

Haçlı Seferleri, tüm şehirde yarattığı yıkıcı tahribatı Yılanlı Sütun’da da göstermiştir. Bu seferler sırasında zarar gören Yılanlı Sütun, bir süre boyunca çeşme olarak kullanılmıştır. Sütunun çeşme olarak kullanılması, tamamen yıkılmamasını sağlamıştır.

Yılanlı Sütun Tarihi
Yılanlı Sütun Tarihi

Yılanlı Sütun ve Yılan Başları

Sütunun üç başlı hali, son olarak Avrupalı gezgin A. De la Motraye’nin 1699 tarihli gravüründe görülmektedir. Yılan başlarının nasıl ve ne zaman koptuğuna dair çeşitli rivayetler bulunmaktadır.

Evliya Çelebi’ye göre Yılanlı Sütun’un kaybolan başlarıyla ilgili şunlar yaşanmıştır:

“Yılanlı Sütun, İstanbul’daki 17. tılsımlı burma direktir. Bu sütunun tılsımı ile şehre yılan gibi hayvanlar girmemektedir. Bu direk üç başlı ejderha suretini gösterip başının birisini bir yeniçeri kılıç ile bir vuruşta kırmıştır. O tarihte kısmen tılsımı bozulmuş olup, İstanbul içine yılan, çiyan ve akrep gibi hayvanlar yayılmışlardır.”

Topkapı Sarayı kütüphanesinde bulunan Hümernâme’de Fatih Sultan Mehmet‘in Ameydanı‘na geldikten sonra kargısını fırlatıp yılanın alt çenesini kırdığı anlatılır. Silahtar Fındıklılı Mehmet Ağa’nın ‘Nusretname’ adlı eserinde anlattığına göre, 20 Kasım 1700 tarihinde yılanların başları boyunlarından itibaren kopmuş ve kaybolmuştur. Bu tahribatın 5 Mayıs 1700‘de kalabalık bir ekiple İstanbul‘a gelen ve hipodroma yakın bir yerde misafir edilen Polonya elçisi Viniava Lescynski‘nin adamları tarafından yapıldığı ileri sürülmektedir.

Kaybolan yılanbaşlarından birisinin üst çene ve başın üst yarısına ait parçası o tarihte Ayasofya’yı onaran mimar Fossati tarafından 1848 yılında bulunmuş ve yetkililere teslim edilmiştir. Buluntu, İstanbul Arkeoloji Müzesi Çağlar Boyu İstanbul Sergi Salonunda sergilenmektedir. Yılanın üst çenesi ile başının üst yarısını oluşturan kısma aittir. Çene üzerinde üçgen iri dişler belirgin durumdadır. Gözler derin oyulmuş çizgilerle belirtilmiş yuvarlak çukurlar halindedir. İstanbul Arkeoloji Müzesi’nin ziyaret saatleri ve giriş bilgilerine muze.gov.tr adresinden ulaşabilirsiniz.

Istanbul Arkeoloji Muzesi Yilanli Sutun
İstanbul Arkeoloji Müzesi’ndeki Yılan Başı

Günümüzde Yılanlı Sütun

Olumsuz hava koşullardan etkilenen Yılanlı Sütun ile ilgili zaman zaman basında yer bulan haberlere göre uzmanlar tarafından eserin kapalı bir müze alanına taşınması gerektiği belirtilmektedir. Anıtın burada zarar gördüğünü belirten uzmanlar, yok olma tehlikesinin yaşandığını belirtmektedir.

Konuyla ilgili Yüksek Lisans tezi yazan Gülbahar Baran Çelik, İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nin de kurucusu olan Osman Hamdi Bey’in bir mektubunu şöyle anlatıyor:

1895 tarihli mektupta Osman Hamdi Bey, ülkemizin çok değerli kültür varlıkları olduğundan ve bunların ülke için gurur kaynağı olduğundan söz ediyor. Ama bir o kadar sorumlu olduğumuzu hatırlatıp, bu eserin ne kadar önemli olduğundan ve bir sürü yayınının yapıldığından, bilim adamları tarafından çok değer verildiğinden ancak dışarıda hem yağmur hem de güneşe karşı korunmasız olduğundan, içine atılan çöplerden, üzerine atılan taşlardan bunun her ne kadar ilgililere söylense de önüne geçilemediğinden söz ediyor. Bu nedenle eserin müzeye taşınması ve yerine kopyasının yapılması önerisinde bulunuyor.

Yilanli Sutun
Yılanlı Sütun

Yılanlı Sütun Nerede? Nasıl Gidilir?

Sütun, şehrin en turistik yerlerinden olan Sultanahmet’te yer almaktadır. Terminalden veya havaalanından Eminönü’ne ulaşıp; buradan taksi veya tramvay ile kısa sürede meydana ulaşılabilir. Bağcılar – Kabataş Tramvay hattını kullanarak Sultanahmet durağında indikten sonra 5 dakikalık bir yürüyüş ile çeşmeye ulaşabilirsiniz. Anadolu yakasından ise Üsküdar veya Kadıköy’den Eminönü’ne giden vapurları kullanabilirsiniz.

Sütunun etrafı, onlarca tarihi yapı ile doludur. Sultan Ahmet CamiiTopkapı SarayıAyasofya Müzesi ve Yerebatan Sarnıcı bölgede yer alan ve İstanbul Gezilecek Yerler listesinde en popüler olan noktalardır.

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 yorum